Kültür

Antik Çağda Tuvalet Alışkanlıkları ve Toplum Sağlığı

Antik Roma Tuvaletleri

Yıkanma, banyo yapma gibi günümüzün sıradan temizlenme anlayışları her kültürel öğe gibi köklerini antik çağlardan ve medeniyetlerden alıyor. Fakat bugün aklımıza hemen düştüğü gibi duşakabin, küvet gibi yıkanma gereçleri olan banyolar ve yıkanma “tek” temizlenme ve bakım alışkanlığı değil. Yıkanmanın yanında, uygarlık var olduğundan beri, tuvalet ve peşinden şehir alt yapısı da önemli bir toplum sağlığı ve vücut temizliği parçası. Bu yazıda da antik çağdaki tuvaletten yani vücut temizliğinin iki ana parçasından birinden bahsetmeye çalışacağız.

İnsanlığın avcı-toplayı olarak yaşadığı sürekli bir yerleşimin olmadığı gezici bir hayatta, dışkıyı bıraktıktan sonra sadece oradan uzaklaşarak bu tehditten kurtulmak mümkündü. Fakat yerleşik hayata geçildikten sonra bu sorundan kurtulmak o kadar kolay olmadı. İlk köyler gibi çok kalabalık olmayan yerleşimlerde, yerleşim alanın biraz dışına bir kuyu kazılıp dışkı bırakıldıktan sonra üstünün kapatılması ile bu sorun çözülebiliyorken, büyük nüfuslu kentlerin ortaya çıkması ile birlikte tuvalet ve kanalizasyon sistemleri doğdu. Bilinen kaydı ile ilk tuvaletler Mezopotamya, Mısır, Hindistan ve Anadolu’da yaşamış toplumlarda ortaya çıktı. Daha sonrasında ise her topluluk kendince çözümler ortaya koydu ve kendi tuvalet kültürünü yarattı. Yaklaşık olarak MÖ. 5 binde Byblos Antik Kenti’nde ev atık sularının atılması için yapılan kanallar mevcuttu. Fakat mimari bir öğe olarak tuvaletin çok kesin kalıntılara rastlanmamaktadır. Yine MÖ. 2334 – MÖ 2279 yıllarında Mezopotamya’da hüküm süren Akad Kralı I. Sargon’un sarayında 6 adet tuvalet ve buna bağlı kanalizasyon sistemi bulunmuştur. Bu tuvaletin oturağı kullananın arkasına rahatlıkla yaslanabileceği, at nalı şeklinde yapılmıştı. MÖ. 1350 yıllarına tarihlenen El-Arman’daki bazı evlerde bugünkü klozetlerde olduğu gibi anahtar deliği şeklinde yapılmış oturaklı tuvaletler vardı. Hindistan’da MÖ. 3. binin ikinci yarısında gelişen İndus Uygarlığı’nın önemli merkezi olan Mohenjo-Daro kentinde çok iyi tasarlanmış tuvalet ve kanalizasyon sistemleri kullanılmıştı. Tuvalet olarak tanımlanan bir mekân olmasına rağmen mimari öge olarak bir tuvalet kullanılmamıştı. Günümüzden yaklaşık 4.000 yıl önce Anadolu’da ilk merkezi iktidarı kuran Hitit Dönemi saraylarının banyo bölümlerinde ortada bir delik ve tuvalet taşının oturtulduğu dört kaideden oluşan oturaklı tuvaletler kullanılırdı. MÖ. 1. bin yılın başlarında Van Gölü çevresinde kurulan ve yaklaşık 400 yıl boyunca varlığını sürdüren Urartu devletine ait saraylar ve tapınağa bağlı yapılarda kapsamlı bir kanalizasyon sistemi ve tuvaletler sıkça kullanılırdı. Mısır’da bilinen ilk özel tuvalet MÖ. 2890 – 2636 yıllarına tarihlenen Saqqara’daki ev şeklinde tasarlanmış mezarlarda görülüyor. Mısır inanışlarına göre hayat için gerekli olan yeme, içme, tuvalet gibi ihtiyaçlar ölüm için de gerekliydi ve bu sebepten bazı mezarlarda tuvalet ve banyo gibi öğelere yer verilirdi. Yıkanmabanyo alışkanlıkları da benzeri şekilde ilerleyen medeniyetle giderek gelişti. Bu bağlamda Roma’daki hamam kültüründen de önceki yazılarımızda bahsetmiştik.

Antik Roma Tuvaletleri

Antik Roma Tuvaletleri

Bu noktada kişisel temizlik, çevresel ve tıbbi temizliğin yanı sıra temizlikle ilgili şehir alt yapısının da kurulması Antik Yunan ve Roma medeniyetlerini özel kılan şeydi. Antik Yunan toplumlarında tuvalet eğitimi çocuklara küçük yaşlarda verilir, bebekler için pişmiş topraktan yapılmış lazımlıklar kullanılırdı. Antik Yunan kültüründe tuvalet ihtiyacı genellikle taşınabilir tuvalet diyebileceğimiz kaplar aracılığıyla giderilirdi. Erkekler tombul kavanozlara benzeyen, pişmiş topraktan veya metalden yapılmış kulplu ve önü delikli kaplar, kadınlar ise kayık şeklinde kaplar kullanırdı. Bu ihtiyaç için başka bir odaya geçilir veya evin dışına çıkılırdı. Bu kaplardaki dışkılar evin dışına atılırdı. Bazen evin dışında bahçe kenarında bir yerde eve ait bir tuvalet bulunabilirdi ve bu tuvaletler sadece ortası delik bir iskemleden oluşurdu. Tuvaletin toplum sağlığıyla bağdaştırılması ve gelişmesi de bu dönemde rastladı. Atina kentinde MÖ. 2. yüzyıla tarihlenen bir umumi tuvalet keşfedilmiştir.

Antik Tuvaletlerden Bir Görünüm

Antik Tuvaletlerden Bir Görünüm

Etrüskler M.Ö. 500 yılları arasında yer altı kanalizasyonlarını oluşturdular. Şehrin altındaki bu mağaramsı tüneller ince oyulmuş taşlar ile inşa edildiler. Sonradan şehri devralan Romalılar bunları kullandılar. Bu gibi yapılar Roma dünyası boyunca tüm şehirlere bir model konumuna geldi. Elbette ki kanalizasyonlar her sokağın altından geçmiyordu ya da her alana hizmet etmemekteydi fakat Roma’yı da içine alabileceğimiz bazı şehirlerde, ana ve en büyük kanalizasyon sistemi “Cloaca Maxima” uzunluğu ile günümüz şehirlerindeki kanalizasyonlarla çekişir durumdaydı. Cloaca Maxima şehrin sterilizasyonu için ana plan değildi. Amacı, şehrin düzensiz sokaklarında toplanan suyun ortadan yok edilmesi ve Tibet Nehri taştığında alçak kesimlerden suyun akıtılmasıydı. Roma kanalizasyonları kirli suyun; temizliği, ekonomik büyümeyi, kentsel gelişimi engellediği yerlerden kirli suyu uzaklaştırıyordu. Halka açık ve özel tuvaletler Pompeii şehri boyunca bulunabilmekteydi. Fakat şehrin kanalizasyon altyapısına rağmen, hiçbir tuvaletin kanalizasyon bağlantısı bulunmamaktaydı. Aynı şeyleri Antik Herculaneum için de geçerliydi. Aslında, hemen hemen şehirdeki her özel ev, Ostia’daki çoğu apartman Kanalizasyon şebekesine bağlı olmayan tuvaletlere sahipti. Bu tuvaletlerin genelde kendi fosseptikleri vardı. Toplanan atık ya çiftçilere gübre olarak satılır ya da ev bahçelerinde kullanılırdı. M.S 211 ve 222 yılları arasında yazılan Ulpian’ın Derlemesi’ne göre kanalizasyon şebekesine bağlantılı olma kesinlikle yasal ve hukuki idi. Mülk sahiplerinin bundan uzak durmasının sebebi Roma kanalizasyonlarının girişinde herhangi bir tuzak ya da kapan bulunmamasıydı. Çünkü açık olan kanalizasyon borusundan neyin tırmanıp istemeden eve girebileceği belli değildi. Zengin vatandaşlarının hemen hemen hepsinin evinde tuvaletler zamanla yer alırken, parası evine tuvalet yapmaya yetmeyen vatandaşların kullanımı için ise umumi tuvaletler, “Latrinalar” inşa edilirdi. Belli bir ücret ödeyerek herkes bu umumi tuvaletleri kullanırdı. Varlıklı insanların da genel tuvaletlerde toplanıp bir yandan ihtiyaç giderirken, bir yandan da komşularıyla siyaset tartışıyor ve iş anlaşmaları yapıyorlardı. Romalılar mermer işlemeli oturakları olan, duvarlarında tanrı ve tanrıça resimleri olan ve zemininde gündelik hayattan sahnelerin olduğu mozaiklerle döşeli genel tuvaletler inşa etmişlerdi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir